23 Haziran 2011 Perşembe

Mülteci Bir Kader...

Şimdi dokunsalar; sele kapılır yüreğimin başkentleri
Ve ben çok sonra anladım benim bile gidebileceğini…

Bu gece ilk defa saklıyorum gözlerimi senden
Son satırlarım ıslak olmasın istedim
Geldi çattı işte kapıma; elinde bir tutam geçmişle
Kim olduğunu bilsem de, o sessizce fısıldıyor kapıdan
Ben geldim; Veda…
Bir veda ki bu;
Artık sadece bir kolumla sarılabileceğim hayata
Sadece bir kolun sarabileceği kadar sıkılıkta
Bir elim ise gerçeğin bucaksızlığında umut toplayacak
O avucuma sığdırabildiğim kadar umut topluyorum bu gece
Ve ansızın gözlerim takılır toparlanmış eşyalara
Yere dökülmesin diye, toz kaplı masama bırakıyorum topladığım umutları
Bir zamanlar üzerinde umudu yazdığım masa…
Söylesene Seferi! Nerelisin sen?
Doğduğun doğuya uzak diyarlardaki yabancı mı
Yoksa her memlekette hep doğulu mu
Belki de kendinden öte, kaderinin mülteci olduğu bir Seferi…
Ruhunun mülteci, kalbinin mülteci hatta şimdi
Gözyaşlarının tadı bile mülteci olan bir Seferi…
Geriye ne kaldı ki bu geceden başka
Yarın günbatımının başka bir dilde söylendiği şehrimin
Kavurucu güneşi bile ısıtamayacak ruhumu
Bu soğuk gecendeki gibi burnum akacak
Yaşanmışlar bir düğüm ya şimdi boğazımda
Yarın yutkunmak çok zor olacak…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder